
AA
Oluşturulma tarihi: 25 Kasım 2025, 19:11
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve teknoloji lideri Selçuk Bayraktar, 11. Dünya Türk Tıp Kongresi’nde “Sağlıkta Tam Bağımsızlık: Milli Teknoloji Hareketinin Yeni Rotası” konulu panelde konuştu. Bayraktar, şöyle konuştu: “Savunma sanayiinde başarının sırrı, mühendislerin cephede askerlerle yan yana çalışmasıdır. Aynı modelin sağlık alanına da aktarılması gerekiyor. Teknolojiyi geliştirenlerin ameliyathane ve kliniklerde doktorlarla, tıp uzmanlarıyla ve sağlık çalışanlarıyla doğrudan yaşaması gerekiyor. Ancak o zaman tıp ile mühendisliği birleştirmek mümkün olacaktır.” dedi.
Bayraktar, 11. Dünya Türk Tıp Kongresi’nde “Sağlıkta Tam Bağımsızlık: Milli Teknoloji Hareketinin Yeni Rotası” başlıklı panelde konuşuyordu.
Hayat Sağlık Vakfı’nın faaliyetlerine değinen Bayraktar, salgın döneminde evdeki solunum cihazlarının seferber edilmesine değinerek, yapay zeka çağında Türkiye’nin sağlık konusunda izlemesi gereken yol haritasını anlattı.
Salgın sürecinin küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığını gösterdiğini, gelişmiş ülkelerin bile artık basit bir solunum cihazı üretme kabiliyetinin kalmadığını belirten Bayraktar, “devletin yaşayabilmesi için medeniyetin insanı yaşatması gerektiğini” söyledi. ilkesiyle hareket ettiklerini vurguladı.
Bu süreçte solunum cihazını yerli firmalarla kısa sürede seri üretime hazırladıklarını anlatan Bayraktar, cihazın Türkiye dışında 30’dan fazla ülkeye ihraç edildiğini veya bağışlandığını kaydetti.
Bayraktar, “Bu deneme, mühendislerimiz ve sağlık çalışanlarımızın doğru sinerji ve motivasyonla bir araya gelmesiyle neler başarabileceğimizin en somut kanıtıydı” dedi. dedi.
“E-NABIZ VERİ BÜYÜK BİR HAZİNEDİR”
Türkiye’nin yapay zeka çağında en büyük gücünün sağlık verileri olduğunu belirten Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye olarak büyük bir işlenmemiş hazinemiz, yer altında bekleyen bir madenimiz, e-Nabız verimiz var. Milyonlarca insanın yıllardır topladığı tıbbi verileri elimizde. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir veri seti. Ancak bu veri ham haliyle yeterli faydayı sağlayamıyor.”
Bayraktar, bu verilerin kişisel veri gizliliğine ve mevzuata tam saygı gösterilerek ele alınması, anonimleştirilmesi ve araştırmacıların ve geliştiricilerin kullanımına sunulması gerektiğini söyledi. Selçuk Bayraktar, bunun üniversitelerde ve hastanelerde kurulacak “sağlık teknoparkları” ile sağlanabileceğini söyledi.
Savunma sanayinde başarının sırrının cephede mühendislerle askerlerle omuz omuza çalışması olduğunu vurgulayan Bayraktar, aynı modelin sağlık alanına da aktarılması gerektiğini vurguladı.
Bayraktar, “Bu teknolojileri geliştirenlerin ameliyathanede, klinikte doktorlarla, tıp uzmanlarıyla, sağlık çalışanlarıyla doğrudan yaşaması gerekiyor. Ancak o zaman tıp ile mühendisliği birleştirmek mümkün olacak.” dedi.
Nüfus yaşlandıkça sağlık sistemi üzerindeki yükün arttığını ve her yıl 1,5 milyar doktor muayenesinin gerçekleştiğini belirten Bayraktar, doktorların hastalarına yeterli zaman ayırabilmesi için çözümün yapay zeka olduğunu söyledi.
Hizmet kalitesinin düşmemesi için yapay zeka destekli asistanlara ve karar destek sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu anlatan Bayraktar, gençlere davet ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapay zeka ile kişiselleştirilmiş ilaçlardan, tıp alanında yapay zeka asistanlarına kadar sağlık alanında fırsatlar var. Doktorların yanında not alan bir asistanın olması çok faydalı olur. Ayrıca bilgisayarlar karar destek sistemlerinde, genetik araştırmalarda, hedefe yönelik ilaç geliştirmede, molekül sentezinde çok güçlüler… Bu işlerde tıpkı satranç oyununda olduğu gibi, kuralları belli, bir algoritmaya indirgenebilen ve tekrar tekrar denenmesi gereken şeylerde çok güçlüler, özellikle de yapay zekanın algoritmaları düşünüldüğünde. desen arama algoritması.”

“BİYOMEDİKAL ALANDA YAPAY ZEKA KULLANARAK DAHA ÇOK ÇALIŞMALAR YAPMAMIZ GEREKİR”
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve teknoloji lideri Selçuk Bayraktar da panelistlerin sorularını yanıtladı.
Sağlık sektöründeki fırsat alanları sorulduğunda Bayraktar, Türkiye’nin dünya standartlarında iyi doktorlara sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“e-Nabız sistemi çok gelişmiş bir sistem. Yıllar önce ABD bu alanda çok gerideydi. Merkezi veri depolama kapasitesi yok, mümkün değil ve vatandaşları da buna güvenmiyor. Elimizde bu veriler var ve bunu değerlendirmemiz gerekiyor. Bunu yapay zeka yardımıyla, çok büyük yatırımlar yapmadan yapabiliriz. Geniş bir altyapısı ve eğitimli insanları var. Yapmamız gereken onları bir araya getirmek. Akademisyenlerin ve sağlık çalışanlarının birlikte çalışacağı bir alan oluşturmamız gerekiyor. Yapay zekayı kullanarak daha fazla çalışma yapmalıyız. biyomedikal alanda bilim ve bilgisayarlar”. İhtiyaç.”
Sağlık verilerinin güvenliğinin sağlanmasıyla dünyanın en gelişmiş araştırma enstitüleri ve üniversiteleriyle iş birliği yapılabileceğini vurgulayan Bayraktar, Hayat Sağlık Vakfı gibi MIT Üniversitesi’nden bir grup araştırmacıyla da iş birliği yaparak akciğer kanserini yapay zeka teknolojilerini kullanarak erken tespit edecek yazılımlar geliştirdiklerini söyledi.
Bayraktar, yapılan işin her zaman ticari bir şeye dönüşmesi gerekmediğini belirterek, şöyle konuştu: “Bazen prestiji yetiyor. Siz de bu kadar kaliteli ve ilk kez keşfedilen bir çalışma yapabilirsiniz. Mesela DNA’nın yapısındaki genlerle ilgili açıklamalar ya da tıp alanında çalışmalar olabilir.” dedi.
