
HABER MERKEZİ
Oluşturulma tarihi: 11 Kasım 2025 12:59
Yeni bir çalışma, suyun yalnızca kuyruklu yıldızlar ve asteroitler tarafından taşınmadığını gösteriyor; genç gezegenlerin henüz oluşurken kendi “sularını” üretebildiklerini gösterdi.
Bilim insanları, iki elmasın uçları arasında çalışan özel bir mekanizma (elmas örs hücresi) kullanarak erimiş kaya örneklerini yaklaşık 600.000 atmosfer basınca sıkıştırdı ve bunları 4.000 °C’nin üzerine ısıttı. Bu, kalın, hidrojen açısından zengin bir atmosferle kaplı “magma okyanusları” olan genç gezegenlerin iç kısımlarını taklit ediyor. Bu koşullar altında hidrojen erimiş kayayla karışarak demir oksitlerle reaksiyona girerek doğrudan sıvı suyun ortaya çıkmasına neden olur. Bu, gezegenin oluşumunun doğal bir sonucu olarak içeride su oluşabileceği anlamına gelir.
Ekip, deney düzeneğinde hidrojenin elmaslara zarar verme riskini azaltmak için darbeli lazer ısıtmayı kullandı. Bu nedenle hem silikatlar hem de erimiş metaller güvenli bir şekilde test edilmiştir; Hidrojenin sadece suya dönüşmediği aynı zamanda magma içinde de depolanabildiği gözlemlenmiştir. Bu, gelecekte gezegenin su üretimini besleyebilecek bir “iç rezervuar” olasılığına işaret ediyor. Kısacası Dünya’daki suyun tamamen dışarıdan gelmesi gerekmiyor; Gezegenin yapı taşları ile ilk atmosferi arasındaki kimya, içinde önemli miktarda su üretebilir.
SUYUN YENİ ADRESİ
Bilim dünyasında sıklıkla duyduğumuz “suyun Güneş’ten uzak, soğuk bölgelerde biriktiği ve daha sonra taşındığı” düşüncesi bu keşiflerle yumuşatılmıştır. Araştırmaya göre kaya-gaz etkileşimi, Dünya’dan büyük ancak Neptün’den küçük, kalın hidrojen atmosferlerine sahip “Neptün altı” gezegenlerde su üretimini destekleyebilir. Bu nedenle, yıldızlarına nispeten yakın olan sıcak dünyalarda bile, kalın atmosferlerin altında kimyasal olarak derin okyanuslar ortaya çıkabilir. Bu çerçeve, ilkel iklimden volkanizmaya, çekirdeğin oluşumundan atmosferin evrimine kadar pek çok modelin yeniden düşünülmesini gerektirmektedir.
NEDEN ÖNEMLİDİR
Su yaşamın temel koşullarından biridir. Suyun iç mekanlarda bile üretilebileceğini göstermek, evrende “yaşanabilir” dünyaların önceden düşünülenden daha yaygın olabileceği anlamına geliyor. Dışarıdan buz almak zorunda olmayan gezegenlerde, farklı türdeki yıldızlarda ve yörüngelerde su bulunma olasılığı artıyor. Önümüzdeki dönemde bu deneysel çerçeve, Dünya’nın su dengesindeki “iç kaynakların” payının daha net hesaplanmasına ve uzak ötegezegenlerin atmosferlerinde gözlemlenen su izlerinin daha doğru yorumlanmasına yardımcı olacak.
